Gazze’nin Meryem’i
Yeryüzünde barış bizim için değil
Ne benim oğlum için ne de senin oğlun
dedi Meryem, Meryem’e.
Ey toprağımın kız kardeşi
Bu topraklardaki ayak seslerimin kız kardeşi
Ruhumun, namazımın kız kardeşi
Aydınlık kuşluk vaktinin kız kardeşi
Buradaki ulvi ölümümün kız kardeşi
Ölümden ve yaşamdan bize kalanların kız kardeşi
Yeryüzünde barış bizim için değil
Üstümüzdeki gökyüzü bizi görmüyor mu?
Yoksa sırtımızdaki haçlar
Acı kan tarlalarında bizi mi perdeliyor?
…
Yeryüzünde barış bizim için değil
Barış, düşmanlarımız için Allahım!
Uçaklar için, bir inip bir kalkan ölüm için
Konuşan, dans eden, yalancı ölüm için
Hiçbir şey onu doyurmaz
Ne faciadaki kanımız
Ne güzellikteki kanımız
Ne denizlerdeki kanımız
Ne ovalardaki ne dağlardaki kanımız
Ne topraklardaki ne kumlardaki kanımız
Ne sorudaki ne cevaptaki kanımız
Ne kuzeydeki ne güneydeki kanımız
Ne barıştaki ne savaştaki kanımız
Barış düşmanlarımız için Allahım!
Onların uzak ülkelerdeki hamileri için
Yakın ülkelerdeki hamileri için
Düşman gibi bizi kuşatma altına alan kardeşler için
Bizden sonra harabelerin üzerinde tahtına kurulmak için
ölümümüzü görmezden gelen her kardeş için
Bir kız çocuğu ayaklarını kaybetmişken
burada bir kelebeğe yer yok.
Uçaklar varken aşkından ölecek bir sevgiliye yer yok
“Ben ölürsem, hikayemi anlatmak için sen yaşa”
dizesinin sahibi şaire özvgü düzecek şiire yer yok.
Kuşlar ya da sevgililer için deniz yok artık
Elin ülkeleri gibi gökyüzü de bize sırt çevirdi.
…
Yeryüzünde barış bizim için değil,
Barış başkaları için, başkalarının çocukları için
Barış susuş için
Katliamlardan sonra, katliamlardan önce
Katliamlar arasında
Barış, biz çığlık attığımızdaki susuş için
Sesimizi çıkarmadığımızdaki susuş için
Bizi göstererek “Öldürün!” diyen ses için
Bu susuşla bizi öldürüyorlar.
…
Yeryüzünde barış bizim için değil
Diktatörler, horozlanan başkanlar ve aciz ordular için
Barış yıkım için
Bu topraklarda çocukları ve yaşlıları
öldürenlerden farklı olmayanlar için
Askerler ve ufku zincirleyenler için
Kan dökenler, şehitleden tiksinenler ve şahitleri öldürenler için
Barış buradaki ya da oradaki despotlar için
Burada havlayan itleri, orada tıslayan silahları için
Seni göremeyeyim diye şimdi gözlerimi oyanlar için.
…
Allahım! Her şeyi al ama bizi burada
Denizimizin, sevdiklerimizin mezarlarının
ve evlerimizin yanında bırak
Bir yere gitmeyeceğiz, yakınlarda olacağız
Dilersen canımızı al ya da bizi bırak
Ne zaman ya da nasıl istersen
Kalbinin gözüne uzak değiliz
Ya da, Allahım, sen kalemiz ol
Gece çöktüğünde ölümden kaçmayacağız
Allahım, ruhunun kapılarında kalacağız
Yani kilisede, camide ve denizde
Yani toprakta ve hurma ağacında
Yani hayatta, burada hâlâ hayat kalırsa
Ya da, Allahım, bizim canımızı al
Ama bazılarımızı burada bırak
Organlarımız gibi sağa sola saçılan
evlerimizin yıkıntısının yanında
Yeryüzünde barış bizim için değil!
…
Arzuladığımız, sevdiğimiz, hayalini kurduğumuz
ve özlediğimiz barış bizim için değil
Annemin düğünde ya da kederde döktüğü
gözyaşı kadar basit olan barış
Bir kanat gibi uçan ya da bir yere konan barış
Bir şarkı kadar güzel barış
Gülüşümüz kadar tanıdık barış
Katledilmeden önceki kedimiz kadar uysal barış
Allahım! O, öldüğünden beri hâlâ aç
Miyavlıyor, özlüyor ve mırlıyor
Kuzeydeki bir odadan
gündeydeki bir çadıra kadar peşimizden geliyor.
…
Dünyada barış bizim için değil,
İlkbaharda çocuklarımız gibi sevinecek olsa bile Gazze için değil
Ninelerimiz gibi bizi korumak için
bin yıldır uyumayan Akka için değil
Güzel Yafa için değil
Kanımızdan, etimizden, toprağımızdan
ve dirilişmizden doğan İsa için değil
Dünyada barış bizim için değil
Peygamberimizle ve Kur’an’ımızla yücelttiğin Kudüs için değil
Dünyada barış bizim için değil!
…
Allah’ım, dünyada barış benim için
Benim için, sonra senin için
Ruhumun çocukları gökyüzüne, sana yükseldiğinden beri
Parmakları arasında uçuşan kelebekler için
Onların ceset kalıntıları, inleyen bir gün,
kapı eşiklerinde ve isimlerinin üzerindeki
güvercin tüylerinden başka bir kalmadı bana burada
Onların parmağı kelebeklerin güneşi ve ufkun yarası
Burada kelebeklere bir şey demedim
onların parmaklarında
ruhum gibi kanat çırpmalarına
Küller ve çiy arasında gidip gelmelerine izin verdim
Toprağımızda öldürülüp yeniden dirilen
Yirmi bin kişi için şarkı söyleyeceğim, otuz bin için
“Barış, öldürenler, yerinden söküp atanlar ve yakanlar için” demeyeceğim
Onlar buraya gelmeden önce bu topraklarda bizim için barış vardı
Onlardan sonra da bu topraklarda bizim için barış olacak
Barış bizimdir.
Şiir: İbrahim Nasrallah
Çeviri: Mustafa İsmail Dönmez
Kaynak: Al Quds
Bir yanıt yazın