Çevirmeni Mustafa İsmail Dönmez’in gözünden Akdeniz Sürgünü
İpeğin sesini dinliyorum teninde. İpek, ülgerlerine dokunduğunda yeşil bir buğday tarlasına uğrayan meltemin huzur veren uğultusu geliyor kulağıma. Birbirine yaslanan buğday saplarından başka hiçbir hareket yok. Başaklar rüzgâr aralarından geçtikçe gözlerini açarak uyanıyor, kasılıp dolgunlaşıyor. Sapların ve başakların hışırtıları duyuluyor uzaklaşan rüzgârın ardından. İpeğin dokunduğu yerdeki kabarcıklarda ateşböceklerinin davetkar haykırışları duyuluyor sonra. Kumaş, teninin üzerinden kaydıkça sırayla kabaran ritmik bir hat oluşuyor teninde. Her dokunuşta farklı bir haykırış, her temasta farkı bir davet var. İpek, tenine dokundukça bir zamanlar canlı olduğunu mu hatırlıyor? Yoksa sen ona yeniden hayat mı veriyorsun? Bu yüzden mi haykırışları? İpekten kadınlar varmış. Sen de onlardansın.
Dantel, parfümünün damlacıklarının döküldüğü yerlerde hep. Boynunda, gerdanında, çukurlarında, en kuytu, kıvrımlı ve açılmayan büklümlerinde. Danteli kuytularının etrafında dolaşacak kadar özel yapan ne? Aynı anda hem teşhir edebilip hem de gizleyebilme özelliği mi? Yoksa dantel ilk ortaya çıktığında ona erişmek çok zahmetli olduğundan mı en özel yerlere kuruldu? Nasıl bir emek gerekti ona erişmek için? Kimler, nasıl çalıştı onu yaratmak için? Hem kumaşta o delikleri açmayı kim akıl etti? Bu kadar emek mahsulü bir kumaşsa uğruna neler feda edildi? Kraliçeler onu üzerlerinde taşıyabilmek için ne ölçüde kıskandılar birbirlerini ne mücadeleler verdiler? Krallar ve burjuva için ne ifade ediyordu dantel? Uğruna çok paralar harcandı mı? Onun için kan dökenler bile olmuş olabilir mi? Dantelden izler var bedende. O halde neden danteli daha önce keşfetmedi insanlar? Bir kadına dikkatle bakmadılar mı?
Kadife giydiğinde seni daha dişi yapan ne? Pamuk neden aynı etkiyi yaratmıyor? Belki pamuk yürüyüşünü, endamını etkiliyor ama seni baştan çıkarıcı yapmıyor. Kadife kumaşın ilham kaynağı olan çiçeklerin taçyaprakları içindeki kadifemsi güzellik mi bu etkiyi yaratan? Bir çiçeğin ulaştığı güzelliğin zirvesini temsil etmesi mi? Kadifenin yanar döner hali, ışık ve gölge oyunlarının uyandırdığı gizem mi? Kadifenin ışıltılı dokusunun seni Binbir Gece Masallarından çıkan masalsı bir dilbere dönüştürmesi mi? Şeftali kabuğundaki kadifemsi doku insanın tenini tahriş edebilecekken altındaki nefis tadın varlığını bilmek gibi bir şey olduğundan mı?
Kumaşların büyüsüne kapılmış Akdeniz Sürgünü’nü çeviriyorum.
İlk yayınlandığı yer: Tudem Haber Bülteni
Tarih: Temmuz 2021
Bir yanıt yazın